Yöremizde bakır ve altın bulunmuş. Sistem gereği doğrudan ekonomik hayatımıza girip sihirli bir dokunuşla refah seviyemizi yükseltmeyecek. Yakın köylerden üç beş kişi hatıra binaen işe alınacak şirketin sahibi kestiği ağaçların gözyaşlarını görmeyecek bile.
Günümüzde sağlıklı ve çevre dostu bir maden çıkarma, işleme yöntemi yok. Siyanür ve sülfürik asit kullanılıyor. Adına ister “Kelebek Etkisi” ister “Domino Etkisi” deyin kirlenecek alan Kelkit havzası gibi görünmekle beraber Yeşilırmak’ın denize döküldüğü Karadeniz’e kadar büyüyecek.
Zehirlenecek insan ve diğer canlıları, rezerv bitip hataları düzeltme çalışmalarını hesap ettiğimizde elde edilecek gelir çok anlamsız kalacak.
Hayal eder misiniz? Çamiçi Yaylamızın temiz havasıyla övünemeyecek “galeden ârı niksar’a selfi” çekemeyeceksiniz, turizmi unutun.
Eş, dost ve akrabalarınıza bidonlar dolusu yaprak gönderemeyecekseniz kibarca reddedecekler, üzüm pekmezindeki şifa kaybolacak, patatesler tarlada kalacak, tarımı unutun.
Her yıl Keltepe’ye daha yorgun çıkacaksınız, Kazancı yokuşundan inerken Keşfî gözünüzde büyüyecek, sporu unutun.
Zümrüt yeşili ovamıza nazır çok güzel bir hastanemiz var büyük ihtimalle kanser hastanesi olur, sağlığı unutun.
Pandemi döneminde birazcık havanın ne kadar önemli olduğu anlaşılmışken kim zehir solumak, kim zehirli su içmek ister ki ? Ayvaz suyunu, unutun.
Ve yaşadığımız güzel her şeye “O eskidendi” diyeceğiz, tarihi unutun.
İlker Melikoğlu
Niksar Doğa Sporları ve Turizim Derneği/Nidost Kurucu Başkanı